Elif İşcan ile Vahşi Ruh Atölyeleri
Vahşi Ruh Yoga Atölyeleri 2013 Kasım’da Kemiklerin Üzerine Şarkı Söylemek ile başladı.
En ihtiyaç duyduğum zamanda yaşamıma ruh katan, kendimi ve hayatı anlamama katkı sağlayan muhteşem kitap Kurtlarla Koşan Kadınlar’dan esinlenerek hazırladığım bu atölyeler, masallarla yogayı harmanladığım, kişisel keşif yoluma ışık tutan deneyim ve birikimlerimi kattığım benzersiz çalışmalardır. Her atölye ya bir masal barındırır ya da masalımsı bir hali vardır. Aynı başlık altında bile olsa hepsi o anın ruhuyla akar. Hepsinin ortak amacı -beni ben yapan, unutulmaya yüz tutmuş kemiklerin üzerine doğru şarkıyı söylemek, biricik yaşantımıza ruh dökmek, yeniden ve yeniden dirilmek- için ilham olmaktır.
Benimki de bir yeniden diriliş öyküsü.
Evlenmeden, çocuk sahibi olmadan hatta kendimi gerçekleştirme yoluna çıkmadan evvel yeterince vahşi, içimden geldiği gibi hareket ettiğim için doğal olduğuna inandığım gençlik yıllarım var. Oysa bebeğim doğunca anladım vahşinin, doğal olanın ne demek olduğunu… Gece gündüz emzirmek, bir an bile kucağından bırakmamak, yaşam vermek için sadece var olmanın ve yaşama tutunmanın içgüdüsel benlik ile kurulmuş güçlü bağın manasını kızımla yapışık geçirdiğimiz aylarda anladım. O yaşama tutunuyordu, ben yaşamdım ve sadece onun için öyle olmama müsaade etmem yeterliydi.
Ancak beni ben yapan şeyler içinde annelik çok yeniydi ve anne olmanın ne demek olduğunu zamanla daha iyi kavrayacaktım. 12 ayın ardından kızım yürümek için ilk adımlarını atarak benden uzaklaşmaya başladığında ben de beni ben yapan ama unutulmaya yüz tutmuş kemiklerimi toplamak ve üzerine doğru şarkıyı söylerek yeniden diriltmekle mesüldum. Bu bir sorumluluk idi. Ruha sadakatimdi.
Kurtlarla Koşan Kadınlar kitabı 2010 yılında çok sevdiğim bir öğrencim, arkadaşım Gözde Bosnalı tarafından doğum günü armağanı olarak gelmişti. Adını çok cazip bulsam da yazılar küçük ve kitap çok kalındı. Gözde’nin benim için yazmış olduğu küçük not ise kalbimi ısıtıp, yüzümü güldürmüştü elbette. Ancak ne kadar derin bir manası olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum. Notta şöyle diyordu: “Beni kurtlarla koşmaya cesaretlendiren kadına, sevgimle.” Gözde hayallerinin peşinden gitme cesaretini gösteren, hayranlık duyduğum bir kadın. Onun yüreğinden gelen bu sözler zaten benim için çok değerliydi. Kitabı okudukça da bu sözün manasını daha çok kavrar oldum. Ona layık olmak, kendimi ve düşümü paylaşmak için cesaretimi de bu küçük ama dev güçteki notta buldum.
2 sene kütüphanemde bekledi kitap. Ta ki hamile kalıp da onca sene inandığım erkek kadın eşitliğine olan inancım sarsılınca aldım elime. Adında “kadın” sözü geçiyor diye okumaya başladım. Vahşi sözü ikincil olarak cazipti. Ama içinde gizli olan hazine oydu. Vahşi olan sahici olandı, siyahı beyaz beyazı siyah yapmaya çalışmayan, hayatta kalmak için ihtiyatlı, oyuncu, seven, sevişen, ailesine ve sürüsüne sadık, özgür ve gerçekti. Sonradan öğrendiğim üzere vahşi; üreyen, çoğalan biten manasına geliyordu ve biz neye odaklanırsak o kendiliğinden çoğalıyor. Haliyle duru, sahici olana bakmak ve onunla olan ilişkiyi canlı tutmak elzemdir.
Bu kitap bana çok şey kattı. Hamilelikte duyduğum duygusal yanızlığımı aldı, kadın ve erkek hepimizin kendi doğamızı araştırırken ihtiyaç duyduğumuz araçları önüme serdi. Beni arketiplerle, masalların derin dünyasıyla buluşturdu. Benim için çok yeni ve oldukça tecrübesiz olduğum annelik halimde gereken tüm ruhsal arkeolojik kazıları yapmamı ve ailemin kadınlarından, onların hikayelerinden, onların omuzlarına çıkarak faydalanmam, onlardan güç almam gerektiğini bana hatırlattı. Bu kitabın yazarı, 3 çocuk annesi kadın bana annelik yaptı. Ve bu ruh, bir gün beni ben yapan ancak unutulmaya yüz tutmuş kemiklerimi toplamam gerektiğini anladığım zaman bir düş verdi bana.
Ben anlatmayı çok severim. Yoga derslerimin başında hep bir şeyler anlatırdım. Çocukluğum anlatmaktan haz duyduğum anılarımla doludur. Öğrencilik yıllarımın en cazip tarafı konuşan, anlatan Elif’in maceralarıdır. Kendimi keşif yolculuğumun başladığı 2002 yılından bu yana yoga öğretisi ve sayıların dili eşlik ediyordu zaten. Vahşice sadece anne olduğum geceli, gündüzlü koca yılın ardından beni ben yapan tüm bu kemikleri bir araya getirip üzerine ruh dökmeye karar verdim. Gerçi hamileliğimin 36. haftasına dek verdiğim derslerde bu kitabı ve kitaptan masalları anlatmıştım ama bu başka bir şeydi. Bunun adı “kemiklerin üzerine şarkı söylemek” olacaktı. Yoga duruşları, kemik toplayıcısı La Loba’nın masalı, çakraların ete kemiğe bürünmüş, gizem olmaktan çıkmış öğretisi, içe bakarak, birbirimizin gözünün içine bakarak yapılan çalışmalar, yazmalar, çizmeler, danslar…
Ve öyle de oldu.
1 yılın ardından matlara dönüşüm böyleydi. Şaşırtacak derece ilgi gördü. Arka arkaya yaptım. Kaçıranlar için bir daha yaptım. Stüdyolarda, parklarda, doğanın kucağında, festivallerde, inzivalarda, yoga tatillerinde yaptım hatta sırf bunun üzerine 9 günlük bir tatil programı yaptım. Farklı şehirlerde yaptım ve yapmaya da devam ediyorum. Beni ben yapan ne varsa sevgiyle birleştirdiğim, can verdiğim Vahşi Ruh atölyelerini bir çağrı hissettiğim her yerde yaptım ve yapıyorum. Bu çağrı O ruhtan gelsin yeter…
Önceleri her birinin isimleri bir masalın adıyla anılıyordu. Mavi sakal, Vasalisa, İskelet Kadın, Kırmızı Ayakkabılar, Kelebek Kadın, Kibritçi Kız ve bu kitapta olmasa da bu atölyeler içinde kocaman bir yeri olan Sihirli Fasulyeler. Bunlar size tuhaf isimler ve içinden ne çıkacağından şüphe ettiğiniz çalışmalar olarak görünebilir. Ama hepsi ayrı ayrı birer yeniden diriliş hikayesidir benim için. Bende iz bırakan, yaşamımda somut olarak dönüşüme, şifaya vesile olanları paylaşıyorum sizinle. Bendeki ilhamı, dönüştürücü gücü size de bulaşsın, kendi kendinizi şifalandırın ve biraz olsa yeter, diyorum.
Vahşi Ruh atölyeleri, zaman içinde topladığım, kaba saba da olsa kendi ayaklarım üzerinde yürümemi, dans etmemi sağlayan kırmızı çapullarımın bileşiminden meydana geliyor. Onları öncelikle ben kendim için yapıyorum. Çünkü bu benim düşüm.
Clarissa P. Estes’in yirmi küsür senede yazdığı, hepimiz için başucu kitabı olan bu eşsiz eserden yola çıkıp kendi ruhumdan renkler kattığım Vahşi Ruh Atölyeleri’ne, yüreğinde bir davet, bir kıvılcım, burnunda bir keşif kokusu hisseden herkes katılabilir. Kadın, erkek, yoga deneyimi var ya da yok olması fark etmez. Vahşi ruh yalnızca kendinden ibarettir. Kendinden ibaret olmanın zenginliğini anımsatır bize. Çok kıymetli bir şeyi hatırlamamızı sağlar; ruha dair olanı.
www.elifiscanwordpress.com
Facebook: Muzaffer Elif İşcan
Instagram: mu_elif_iscan
Youtube: M. Elif İşcan