2016-2017 SCAE Türkiye Barista Şampiyonu Nisan AĞCA
Nisan AĞCA 2016 ve 2017 yılları SCAE Türkiye Barista Şampiyonu!. Ayrıca 2015 SCAE Türkiye Barista 2.si, 2017 SCAE Türkiye Brewers’ Cup 2.si.
Kendisini daha yakından tanımak isteyenler için, Online Gazetemiz ile Röportajı sizleri kahveye olan tutkuya doğru bir yolculuğa sürüklüyor. Keyifli okumalar dileriz...
Nisan AĞCA ve Kahve Gazetesi Röportajı
Kahve Gazetesi : Aktif olarak kaç yıldır kahve sektöründesiniz ve ‘barista’ olma yolunda şimdiye kadar ne gibi deneyimlerden geçtiniz?
Nisan AĞCA: Kendimi hala bir barista olarak nitelendirmiyorum. Çünkü hala yaptığım şey baristalık değil. Aktif şekilde sektörde olmam aslında çok uzak bir geçmişe sahip değil. 2016 Ekim’de tam zamanlı işimden ayrılıp, kahve ile alakalı çalışmalarıma başladım. Daha öncesinde yazılım sektöründe çalışıyordum. Yani 2016 barista şampiyonu olduğumda, aslında sektörde değildim. Bundan önce, sadece kendimi geliştirmeye yönelik şeyler yaptım. Nelerin, nelere yol açtığını anlamak için sürekli karşılaştırmalı deneyler yaptım. Bu da benim algılarımı açtı ve tadım yeteneğimi arttırdı. Şimdilerde ise kendi şirketimle, etkinliklerde yer alıyorum. Eğitim, danışmanlık gibi şeyler de yan iş olarak var ancak çok fazla vakit ayıramıyorum. Bir yandan da marka temsilciği yapıyorum. Urnex ve AO Smith’in marka temsilcisiyim. Tabi bir de yarışmaya hazırlanma süreci var. O konuda da kahve orijininden yola çıkmak üzere yine sürpriz güzel bir kahve var.Ayrıntılı olarak işlerimi incelemek isteyenler, www.nisanagca.com web sitemi takip edebilirler. Sürekli güncelliyorum.
Kahve Gazetesi : Kahvenin hayatınızdaki yerini nasıl anlatırsınız?
Nisan AĞCA: İnsanların kahveye bakış açılarının çok doğru olduğunu düşünmüyorum. Roket bilimi gibi yaklaşıyoruz ancak, gün sonunda baktığınızda bir bardak kahve aslında. Tabi böyle söyleyince çok da basite indirgemiş oluyorum belki bu da yanlış ancak, kahvenin hayatımdaki yeri, şu an çalışmış olduğum sektör olması. Ancak bunun dışında söyleyebileceğim, belki ülkemizde çok az da olsa, dünya genelinde, kahve sektöründe iyi insanların çalışıyor olması. Arkadaşlık ortamı güzel ve sürekli konuşabileceğniz, beraber vakit geçirebileceğiniz insanlar olması. Örneğin Dublin’de Colin Harmon ve ekibi ile tanışıp, aynı akşam bir pub’da 1 2 saat muhabbet ettim. Sonrasında da tabi bu arkadaşlık devam etti. 2017 yarışmasını kazandığımda, kendi instagram sayfalarından benim fotoğrafımı paylaştılar. Baktığınızda para verseniz yaptıramayacağınız bir şey bu ancak sektördeki ilişkileri göstermesi açısından güzel bir örnek.
Kahve Gazetesi : 2016-17 yılları SCAE Barista Şampiyonası tecrübelerinize dair düşüncelerinizden kısaca bahseder misiniz?
Nisan AĞCA: SCA üyesi olmak, tek gerekli koşul bu yarışmalarda. Çalıştığınız yer üyeyse, o da yeterli, illa bireysel üyelik gerekmiyor. Yarışmalara ilgi alaka biraz dalgalanmalı Türkiye’de. Ancak kalite olarak artma veya azalma var diyemem. 2016’da 16 veya 18 kişi katıldı, 2017’de 5 kişi ancak bu katılan 5 kişinin 3’ü geçen senenin finalisti zaten. Yani baktığınızda çok da bir şey değişmemiş gibi. Nitelik mi nicelik mi sorusu önem kazanıyor. Yarışmaları ve yarışmayı seviyorum. Bence güzel bir öğrenme fırsatı veriyor insana. Ancak bazı arkadaşlar kendilerini çok kaptırıyor belki de, hırsının esiri olmamak önemli. Alt tarafı bir yarışma. Dünyada yarışmadan daha önemli şeyler var, arkadaşlık, sevgi ve saygı gibi. Bunu kaybetmemeyi daha önemli buluyorum, çünkü benden daha iyi baristalar olduğunu biliyorum piyasada. Genel olarak sektöre baktığınızda, çekirdek ve ekipman kısmında bir ilerleme var, ki bu da yatırılan paraya bağlı ancak, bilgi konusunda aynı hızda bir gelişme yok. Bu da yarışmalardaki şansınızı ve daha başarılı olabilmenizi düşüren şeyler. Ferrrari alıp, ehliyetini yeni almış bir sürücüye emanet etmek gibi düşünebilirsiniz.
Kahve Gazetesi : Türk kahvesinin ve Üçüncü Dalga Kahve Akımı ile hayatımıza giren Nitelikli Kahveyi karşılaştırmak gerekirse, sizce Türkiye’de hangisi tercih ediliyor ve neden?
Nisan AĞCA: Türk kahvesini yıllardır biliyoruz. Ancak yeni şeyler daha ilgi çekici insanlar için. 3. Dalga ya da nitelikli kahve ne demek, insanlarımızın anladığını ve bildiğini düşünmüyorum. Hem son kullanıcıların hem de profesyonellerin.
V60 veya sifon, 3. Dalga olarak adlandırılıyor. Türk kahvesi, cezvede yapılan kahve, sadece bir yöntem. Yani bir tat değil. Herhangi bir kahve ile yapılabilir.
Nitelikli Türk kahvesi, nitelikli filtre kahve, nitelikli espresso demek gibi. Kaldı ki chemex 1941’de üretilmiş bir method. Yani ne 3. Dalga ne de nitelikli kahve kavramı varken. Bu yüzden öncelikle mentalitemizi değiştirmemiz lazım. Ancak burada suçlu, son kullanıcı değil tabi ki.
Türkiye’de şu an bence 2 kavram var. 3. Dalga kahve; V60, chemex, aeropress gibi yapılan HERHANGİ bir kahve. Bu marketlerden aldığınız öğütülmüş paketlerdeki kahve de olabilir. Nitelikli kahve; french pressle bile yapılsa, nitelikli olduğunu anlayacağınız kahve. Türk kahvesi, yapılış itibariyle, french press gibi. Görünüşü basit. Chemex, V60 gibi yöntemler daha gösterişli. Bu yüzden çıkan ürün çok kalitesiz bile olsa, tercih ediliyor.
Kahve Gazetesi : Nisan AĞCA en çok hangi kahveyi içmekten keyif alıyor?
Nisan AĞCA: İyi kahve içmekten keyif alıyorum.
Kahve Gazetesi : Nisan AĞCA en çok hangi kahve çekirdeğini hangi metotla demlemeyi tercih ediyor?
Nisan AĞCA: Burada basit bir cevap yok maalesef. Elime geçen kahvenin kavrulma şekli, cinsi, geldiği yer, işlenme yöntemi bunu çok etkiliyor. Örneğin, natural işlenmiş Etiyopyaları chemex’te yapmayı seviyorum. Ya da honey processed El Salvador’lar V60’ta güzel sonuç veriyor. Ama her zaman sevdiğim şey, espresso. Espresso > diğerleri diyebilirim.
Kahve Gazetesi : Evde kahve demleyenlere tavsiyeniz?
Nisan AĞCA: İlk önce güzel bir değirmen alın, paranız kalmadıysa french press yapabilirsiniz. İyi kahvenin ne olduğunu anlamaya çalışın. Bazı kahvelerin neden ucuz, diğerlerinin neden pahalı olduğunu karşılaştırma yaparak anlayabilirsiniz. İçebileceğiniz en iyi kahveyi, evde içebileceğinizi unutmayın. Küçük detaylar, büyük farklar yaratacaktır.
Teşekkür ederiz...