Dünyada Kahveye Dair İlk Tiyatro Oyunu; BUNCHUM
Dünya üzerinde dervişlerden modern zamana kahve kültürünü tanıtmak üzere oynanan ilk tiyatro oyunu ‘BUNCHUM’ 13 Nisan 2018 tarihinde Ankara'da Farabi Sahnesi'nde izleyicisiyle buluştu!
Bunchum tiyatro oyunu bu anlamda gerek özgün esere bağlı kalınarak gerekse serbest uyarlama tekniği ile yazılmış edebi bir kurguya sahip. Oyunda rol başlıca; ‘Anlatıcı’ ve ‘Oyuncular’ arasında dağılmış durumda. Cumhuriyet Dönemi ile Türk tiyatrosunda yer etmiş olan ‘Karakter ve Yazar Anlatıcı’ rolü bu oyunda, edebi eserlerde olay ya da konuyu izleyiciye aktaran ‘arabulucu’ kişi olarak karşımıza çıkıyor.
‘BUNCHUM’ Oyununda ‘Anlatıcı’, çoğunlukla ‘karakter’ uyarlamasıyla olayların dışında kalarak tiyatronun ‘gösterme’ sanatı tarafını ön plana çıkarmayı hedefliyor. Kimi zaman ise; ‘anlatıcı’ yazar rolü ile oyunun iç dünyasına girerek, seyirciyi hayal ve gerçek dünyalar arası zihinsel, tematik olarak zengin bir yolculuğa çıkarıyor.
Sinan Temizalp'in doğaçlama koreografisi, oyundaki tiradlarla buluştuğunda ise sözcüklerin yerini ritm ve dans almış.
Oyunda bir kadın, kahve kültürüne dair okuduğu bir kitapta 'Düşler Tarlasından' yola çıkan bir çekirdeğin hayaline kapılır...
Oyunda zaman zaman metinden uzaklaşarak temalararası geçişler, dilsel zenginliğin yetmediği noktada modern dans ve müzikle gözler önüne seriliyor.
Bu bakış açısıyla, ‘Bunchum Tiyatro Oyunu’, kahve kültürünün tarihsel kökenini geçmiş medeniyetlerden günümüze uyarlıyor...
Oyunun Dervişlerden yola çıkıp, ilk insanın yaratılış hikayesine dair ‘Anunnaki’ topluluğuna değinmesi, İstanbul ve Osmanlı kahvehanelerine göndermeler yaparak, kahvenin Avrupa'ya sıçraması, 3. Dalga Kahve Akımı da dahil olmak üzere konuyu modern zamana uyarlar yaklaşımı, izleyiciye ‘kahveye’ dair yepyeni bir bakış açısı sunuyor.
Oyunda en vurucu sahnelerden birisi Atatürk'ün 'son kahvesine' yapılan gönderme!
‘Bunchum’un farklı ve olanın çok dışında olan kurgusunun, Türk tiyatrosunun çağdaş ‘anlatı’ modellemesine dair güzel bir örnek teşkil ettiğini düşünüyoruz.
Başak Tolga 'Bunchum' Tiyatro oyunu ve bu süreçte edindiği tecrübeleri için diyor ki;
'Tiyatronun sadece yazmakla bitmediği, kostümünü, oyunun dengelerini, kurguları ve izleyici gözünden akla gelmeyebilecek birçok şeyi düşünmek, hayali gerçeğe indirgemek gerçekten çok farklı bir tecrübe kattı bana. Oyunda da kitabım Bunchum’dan yola çıkıp, şiir ve sözlerle geliştirdiğim birçok mesaj kahve üzerinden aslında yaşama dairdi.
Evet! Gelenekselin dışına çıkan bir oyun yazdım. Belki bir riskti. Bazen risk almak güzeldir...
Ne bir tiyatrocuyum ne de gerçek anlamda bir yazar belki de. Kitabı yazarken nasıl araştırdıysam, oyunda da 'tiyatroyu' araştırdım.Hem bu araştırmalarımı sahneye koyarak izleyiciye kahveden yola çıkarak yaşama dair bir mesaj vermeye çalıştım hem de ekibi kurarken, bu anlamda oyuna ruhuna katabilecek insanlarla birlikte çalışmaya çabaladım.
Akıl hayalden üstün sanılır. Aklın üstesinden gelenin hayal olduğu ise hep unutulur. Bunu hatırlatmaya çalıştım. Hayallerinize kapılmayın, hayallerinize el olun ..kol olun! Ben kendimce bunu yapmaya çalıştım.Tiyatro da benim hayallerime el oldu, kol oldu. Bu hayatta hırsı olmayan, sadece 'iyi bir şey' yapma duygusuna sahip insanların kazandığına inancım hep sonsuz.
Netice itibarıyla güzel bir şey yaptığımızı düşünüyorum. İzleyici bizim gücümüz ve onlar bize 'devam' diyorlar! O yüzden bir sonraki 'sürprize' kadar iyilik ve güzellikle kalın diyorum. Dünyanın daha fazla hırslı insana değil, daha fazla 'iyi' insana ihtiyacı var.' diyor..
Bunchum tiyatro oyununda neden fon siyahtı ve neden herkes siyah giyinmişti? Modern siyah ışık tiyatrosu 1950'lerde, çoğunlukla “siyah ışık tiyatrosu'nun babası” olarak adlandırılan Fransız avangard sanatçı George Lafaille tarafından ortaya çıkmış bir yöntem. Bu yöntemde başlıca; hayali bir öğenin akla indirgenmesinde ‘silüetleme’ tekniği ile algı yaratmak için başlıca siyah baskın renk kullanılıyor. Bu anlamda tam karartma koşullarında 'görünmez' bir ışık kaynağı ile siyah materyallerle kaplı karanlık tiyatro, görünür renkleri ön plana çıkartıyor. 60'ların ve 70'lerin “hippy” döneminde, “özgürlük” terimini temsil etmek için gençliğin ‘renkli ‘ arayışları, eski zaman tiyatrolarında, orijinalinde ‘black out’ yani tam karartma olarak kullanılmış. BU anlamda, geçmiş ve şimdiki zamanı birbirine bağlayan Bunchum tiyatro oyununda kullanılan yoğun siyah fon ve kostüm, tamamıyla tarihteki ‘Karanlık Tiyatro’ya atıftır. Herşeyin bir sebebi olmalı...
Kahve Gazetesi olarak dansçısı, tiyatrocusu, müzisyeni ve jonglörüyle biz Bunchum tiyatro oyununu çok sevdik! Her yaşa hitab eden bu oyunun tekrar oynanması ve geniş kitlelere ulaşmasının, kahvenin toplumsal değerinin daha da net olarak gözler önüne serilmesine dair çok önemli bir adım olacağı düşüncesindeyiz! Bu güzel ekibe başarılar diliyoruz. Yolları açık olsun!