ACI KAHVE ve Agatha Christie
Yaşama sanatın bir ucundan tutunanlar iyi bilir! Sanat, insan için güzel bir besin kaynağıdır. Sanatla nefes alıp, sanata doyarak sanatla büyümenin hazzı tarifsizdir. İnsanın biraz olsun, hayata mola vermesi ve yaşadıklarında anlam araması bile oldukça öğreticidir.
Hele ki; tiyatro izlemek… Tiyatro oyunları, pek çok zaman halkın dili olmuştur. Her biri kimi zaman politik, kimi zaman apolitik duruşuyla yaşama dair mesajlar barındırır.
Işıklar karardığında, siz heyecanla koltuğunuzda perdenin açılmasını bekleye durun, belki de ışıklar hiç açılmayacaktır!
Söz konusu olan ‘iyi’ bir tiyatro oyunuysa; aklınızı yan koltuk boşsa oraya bırakın ve derin nefes alıp, hayal dünyanızın sizi ele geçirmesine izin verin. Bırakın oyun zihninizde oynansın… Orada herşey mümkündür. Tarihsel geçişler, karanlık dünyanın kana susamış katilleri, gözü paraya doymak bilmeyen hırsızları derken… Yok artık daha neler?! dediğinizi duyar gibiyim. Bu olsa olsa ancak bir Agatha Christie romanında olur öyle değil mi?!
Sıradan bir gün, İngiltere'nin en ünlü fizikçisi olan Sir Claud Amory’in güçlü bir patlayıcı yapımı için devrim niteliğindeki yeni formülü çalınır! Hırsızı bulmak için evdeki misafirlerini kütüphanede kilitleyen Sir Claud, hırsızların formülü değiştirmesine izin vermek için ışıkları kapatır, hiç soru sorulmaz. Belçikalı ünlü dedektif Hercule Poirot davetliler arasındadır. Işıklar yandığında, Sir Claud ölü bulunur. Hercule Poirot ve Yüzbaşı Hastings katili bulmak ve de küresel bir felaketi önlemek üzere aile, konuklar ve hizmetkârlar ile şüpheli yabancılar arasında dolaşmak zorunda kalırlar… Acaba katil kimdir ve atom bombasının formülü kimin elindedir?! Peki ya... Sir Claud Amory, zehirli kahve içtiği için mi ölmüştür? Belki de fincandaki telveden başka birşey değildir! Ta taaam!
Yanlış okumadınız… Tüm bu okuduklarınız Agatha Christie’nin kaleme aldığı ilk tiyatro oyunu ‘Black Coffee’den!
Christie bu oyun için diyor ki; ‘Gerçek hiçbir zaman korkunç değildir, sadece ilgi çekicidir’.
1998’de Charles Osborne tarafından roman haline getirilen bu tiyatro oyunu, dünya üzerinde gelmiş geçmiş en ünlü yazarlardan Christie’nin şaşırtıcı derecede, belki de en sürükleyici, sofistike ev cinayeti kurgusudur! ve, şimdiye kadar pek çok tiyatro ekibi tarafından sahnelenmiştir. Kahve içerken bu tiyatro oyununu izlemek sizce de keyifli olmaz mı?!
En önemli soru ise ' Acaba bu oyunu 1934'te yazmış olan Christie, ilk defa 1945'te Amerika Birleşik Devletleri tarafından kullanılmış olan ve 210.000 insanı çoluk çocuk, kadın, erkek demeden öldüren atom bombasını nereden biliyordu?!'
Bunu okurken, duyduğunuz kalp çarpıntısını anlayabiliyorum! Belki bir ‘Acı Kahve’ içseniz, şu an çok iyi gelebilir…
Kaynak: Agatha Christie web sayfası & Black Coffee by Başak TOLGA
Görsel: granitetheatre.com