Kahve Kokan Notalar
Düşünceleri kelimeler, bir müzisyeni ise en güzel notalar anlatır...
Nasıl ki; nitelikli bir fincan kahveden keyif alıyoruz, ruhumuz da nitelikli müzikle besleniyor ve bu ruh hali her satırı bilgi kokan, duygularımıza ve düşüncelerimize eşlik eden bir kitap ya da yazıyla kendini tamamlıyor.
Caz ise bir sanatçının belki de duygularını en özgür biçimde ifade ettiği ve her gün gelişmeye açık bir alan.
Türkiye'de caz denince akla gelen önemli isimlerden Kağan YILDIZ ve Can ÇANKAYA Kasım 2018'de 'Timeless' adında, keyifle dinlediğimiz duo albümlerini çıkartmışlardı.
Günde en azından bir fincan espresso içmeyi sevdiğini bildiğimiz kontrbas sanatçısı Kağan YILDIZ, hepimizin gerek duygusal gerekse düşünsel anlamda çok farklı bir süreçten geçtiği bu pandemi döneminde bizi kırmayarak kendisinden 'yazı' ricamızı kabul etti.
Bu samimi paylaşımı keyifle okumanızı diliyoruz. Kalem kendisinde ...
MÜZİSYEN OLMAK
Şimdiye kadar okuduğunuz, belgeselini seyrettiğiniz ya da bizzat tanık olduğunuz başarılı ve gerçek bir müzisyenin hayatını incelediğinizde hepsinde var olan ortak noktalar görürsünüz. Bunlar; ihtiras, idealizm ve belki de en önemlisi yaşadıkları acı olaylar ve üzüntülerdir.
Bir müzisyenin ideallerine ulaştığı zaman yeterince parası olmuş olabilir ama “zengin bir müzisyen” sözünü şimdiye kadar duyduğunuzu hiç sanmıyorum. Bach, Mozart, Coltrane, Charlie Parker ve daha nice büyük müzisyenler zor zamanlar geçirdiler, büyük acılar yaşadılar ama hepsinin bir ihtirası vardı ve müzik yoluyla hayata tutunup söylemek istedikleri her ne varsa bunları müzikle ifade ettiler. Bu yüzden bir sanatçının geçmişinde yaşadıkları, yaratacağı yeni fikirlerin oluşumunda oldukça önemlidir. Bu konuda usta yönetmen David Lynch’in söyledikleri oldukça anlamlıdır. “Bir resim yaptığınızda ya da fikirler sizi neye yönlendirirse geçmişiniz bazen bu fikri etkiler ve renklendirir. Bu yeni bir fikir olsa dahi onu renklendiren geçmiştir.”
Yetkin bir müzisyen olmanın diğer bir altın kuralı ve konservatuvar okuyanların tüm hayatı boyunca zihinlerinin bir köşesinde yaşayan o sihirli kelime ise “çalışmak” tır. Yetenek de bir bakıma önemlidir ama bu meslekte yeteneğin etkisi sadece yüzde yirmi gibi bir orandır. Bir müzisyenin çalışma süreci günün her anına yayılan yoğun bir süreçtir ve müzik oldukça sabır ve emek gerektiren bir meslektir. En ufak detayları saatlerce çalıştığınız, tabiri caizse “toplu iğneyle kuyu kazmak” deyiminin tüm anlamını barındıran kutsal bir meslektir müzisyenlik. Tüm bu emeklerinizin karşılığını ise insanların duygularına dokunarak ve kendilerini çok daha iyi hissetmelerini sağlayarak alırsınız. Bu, dünyada alacağınız en güzel hediyedir.
Bir müzisyen olarak Kahve Gazetesi’ne yazı yazarken müzik ve kahve ile ilgili bir konudan bahsetmeden geçmek tabii ki olmaz. Bir önceki paragrafta müzikle ilgili bahsettiğim sabır ve emek mevzuları kahve için de birebir geçerlidir. Bir kahvenin oluşum süreci aynı müzikte olduğu gibi uzun çalışma süreleri, bilgi ve oldukça yoğun emek isteyen bir süreçtir. Kahve meyvesinin ağaçtan toplanıp sonrasında tekrar ekilip bir dizi işlemlerden geçirildikten sonra kahve çekirdeği olarak karşımıza çıkmasında harcanan zaman ve emeğin, müziğin oluşum ve gelişim süreciyle epey benzer olduğu görülmektedir.
Kahve; tıpkı müziğin insanların daha iyi hissetmelerine olanak sağladığı gibi, onları birleştirir, sosyal yaşantılarını güçlendirir ve daha sık bir araya gelmelerini sağlar. Hele ki günümüz internet çağında bilgisayar başında yazışan insanlar, bunun yerine kahve içmek bahanesiyle karşılıklı olarak bir arada olurlar ve müzik de onlara eşlik eder. Müzik ve kahve bağımlılık yapan muhteşem bir ikilidir ve iyi müzik ve iyi kahveyi bulduğunuzda bir daha bırakmak istemezsiniz.
Türkiye’de müzisyen olmak konusuna geldiğimizde ise, müzik yaptığımız bir mekâna konser izlemeye gelip daha sonra da konuşma esnasında “Asıl mesleğiniz nedir?” sorusunu soran ve sayıları pek de az olmayan insanlardan bahsedebilirim. Türkiye’de müzisyenlik çoğu insan tarafından bir meslek olarak görülmemiştir. Hâl böyleyken müzisyenlerin maddi ve manevi olarak haklarının verildiğini söylemek de mümkün değil. Bir de bunun üzerine tüm dünyayı çıkmaza sokan pandeminin de müzik sektörünü derinden etkilediğini görüyoruz...
Elbette sadece müzik değil, gündelik ücretle çalışıp geçimlerini sağlayan tüm iş kollarındaki insanların durumu da hiç parlak değil. Bu durumla alakalı çeşitli mecralarda çözüm önerileri getiriliyor ve online platformlarda bilet satarak yapılacak konserlerden, müzisyenlere destek olmak amacıyla çeşitli kurumların yaptıkları ya da yapacakları yardımlardan bahsediliyor. Ama bunların hepsi geçici çözümler.
Eğer bir işin planını en başta doğru yapmazsanız, işler ters gittiğinde ne kadar doğru hamleler de yapsanız o yanlışı düzeltemezsiniz. Türkiye’de müzisyenlerin istihdam edilmeye ve sosyal haklarının sağlanmasına ihtiyacı var. Müzisyenler çok daha fazlasını hak ediyor.
Kağan YILDIZ
www.kahvegazetesi.com yazar izni olmaksızın izinsiz kopyalanması yasal sakınca doğurabilir :)
Comments