Kokular Kitabıyla ‘Vedat Ozan’
Kahve dendiğinde, akla ilk yudum sonrası ağızda kalan tat bir de kokusu gelir…
Peki ya 'ağızda kalan tat'... Doğru kullanılan bir ifade midir?
Kahve ve kültürü kitabı olan BUNCHUM der ki; psikanalizin babası Sigmund Freud’un önüne dünyanın farklı bölgelerinden çeşit çeşit kahve çekirdeği koysalar ve her bir çekirdeği farklı yöntemle demleyip, hangisinin daha hoş aromaya sahip olduğunu sorsalardı; şüphesiz Freud bunun “kişiye göre değişen” bir durum olduğunu söylerdi. Freudyen yaklaşımla Bunchum ‘Kokusunu sevdiğiniz şeyin tadını da seversiniz ya da tadını seviyorsanız kokusu da caziptir’ diyor. Ayrıca sevilen bir koku ‘hatırlatıcıdır’. Anı hafızanızda yer eder. Alışılagelmiş sevdiğiniz o koku, hafızada yer etmiş mutlulukları yeniden ortaya çıkarmakta bir üstattır. Kahve bu anlamda, kokusuyla pek çok insanı büyüsü altına almış mucizevi bir içecektir. Ve o zaman dilimini onu, sevip değer verdiğiniz insanlarla paylaşırsınız…diyor.
Her kahvesever, kahve kokusunun peşine düşmüş bir maceraperesttir. Neden derseniz..?! Farklı kokular, farklı tat/aroma kahveseverin belki de hayatta arayıp bulamadığı fakat bir fincanın peşinden sürüklenerek tarifsiz bir maceraya doğru, bilerek ve isteyerek iz sürdüğü bir serüvendir. O serüven kimi zaman bir kahve dükkanına doğru ilk adımı atma sebebidir. Koku, sevdiğiniz bir kokuysa öyle büyüleyicidir ki; en çok da siz geleceğin peşinden koşarken o sizi geçmişe sürükler… Bazen bir koku, anneannenizin çocukken hazırladığı ‘sütlü Türk kahvesi’ bazen fırından yeni çıkmış anne poğaçası bazen de kızarmış ekmek kokusudur.
Biz bu serüvenin peşine düşmüşken karşımıza bir koku üstadı çıktı. Kendisini ilk olarak Okan Bayülgen’in Kahve Belgesel’inde tanıdık. Bu belki de geç kalınmış bir tanışmaydı. Çünkü Vedat OZAN ülkemizin koku ve lezzetler alanında duayen bir ismi! Açık Radyo’da ‘Koku’ programının yapımcısı ve sunucusu olmasının yanısıra kendisi ayrıca, ‘bilgiyi kovalayan’ bağımsız profesyonel parfümör. İlk basım yılı Aralık 2014 olan yazara ait Everest Yayıncılık’tan çıkmış olan dört kitaplık ‘Kokular Kitabı’, Şubat 2021/ 8. Basımıyla dikkatimizi çekti!
Kokunun izindeki her ‘kahvecinin ve kahveseverin’ başucu kitabı niteliğinde olan ‘Kokular Kitabı’ özetle diyor ki; doğası gereği kokuyu tanımlamak için başka duyularımızın lisanına ihtiyaç var…. Okurken çok keyif aldığımız Ozan’ın bu kitabı, esprili ve çok yönlü bakış açısıyla, kokuyu geniş çapta ele alan nitelikte bir araştırma kitabı.
Koku, elbette insanoğlu için hep keyif veren bir unsur değildi. Tarih boyu, açlık, sefalet, salgın hastalıklar ve savaşlarla yüz yüze gelmiş insanlık belki de bir vakit en çok kokudan çekmişti… O koku ki; nice yazarlara ilham kaynağı olmuş, Bacon, Dickens ya da Süskind’in adlarını tarihe damgalamıştı.
Kokuya dair yol gösterici ‘Kokular Kitabı’nda köpeklere atfedilen beynin yüksek oranda koku algılama yeteneğinden tutun insanın ağzında yer alan tat alıcılar/ reseptörler kapsamlı olarak irdelenmiş. Eski Yunanca’da ‘badem’ anlamına gelen ‘amigdala’ yani beynin çeşitli dürtülerini kontrol eden merkezinin duyusal sistemdeki yerini anlatan bölüm, kokunun bugünkü modern insan haline evrilmemizdeki yerine değiniyor. Oldukça can alıcı… Hatta aynı bölüm altında, beynin ‘öğrenme’ ve hafıza arasındaki işlevselliği bir labirent testiyle örneklenmiş. Uygulamaya değer nitelikte!
Her maddenin kokusunun, aslında muhtelif uçucu moleküllerin bir araya gelmesinden oluşmasına değinen yazar, aynı molekülün birden fazla ve farklı maddenin içerisinde yer alabileceğini de anlatıyor.
Peki ya, kahve içme sonrası ağızdan gelen kahve kokusu?!
Kokular Kitabı, ağız kokusuna dair; ağız içerisindeki bakteriler ve bu bakterilerdeki proteinlere ait aminoasitlerin havasız ortamda parçalanmaları sonucu açığa çıkan gazlardan bahsediyor. Hormonal ya da fizyolojik pek çok sebebi olabilecek ağızdan gelen kötü kokular bazen de beslenme alışkanlıklarıyla ilişkilendiriliyor…
Antik Çağlardan bu yana tütsüden parfüme insanların cinsel yaşamına etkisinden tutun, George Orwell’in proleter bakışa göre zengin fakir ayrımında kokunun ayırıcı yönünü ele alan görüşüne kadar sosyal yaşamda kokuyu irdeleyen bu kitabı biz çok sevdik! Açıkçası kitaptaki bir deyimden yola çıkarak …’Bu kitapla kimyamız uyuştu bir kere!’.
O arada beynin bu en önemli fonksiyonel özelliklerinden biri olan koku duyusunu anlamaya çalışırken, bir fincan kahve içilmez mi..?!
Fincandaki kahve çekirdeğinin büyüsü müdür yoksa kokusunun mu bilinmez, aklıma Kurt Cobain’in ölmeden önce son konserinde giydiği hırkasının 334 bin dolara alıcı bulmuş olması geldi! Oysa ki; ben o hırkaya ne dokunabilirim, ne de onu koklamaya tahammül edebilirim. Belki de ‘mis’ kokuyordur. Kim bilir…? Koku bu! Neticede, herkesin algısı farklı.
Kokuyu ‘kadim’ duyulardan biri olarak tanımlıyor Vedat Ozan. Bizi mağaralardaki atalarımızdan ayıran bu belirgin özelliğimiz bir bakıma bu ‘arkaik’ duyumuz ile belki de entellektüelitenin sınırlarını dahi zorlayarak insanoğlunun varlığını ayakta tutan yegane özelliklerden.
Gelelim kahveye! Kokusuyla hafızayı da hayal gücünü de canlandıran bu mucizevi içecek, anı hafızasını canlandırırken, neşe ya da keder gibi duygusal bir dönemi de canlı tutmayı sağlıyor. Yine kitapta çok severek okunacak bir bölüm: ‘ Proust Fenomeni’! Kahve düşkünü koku dünyasının baba isimlerinden Proust, adıyla anılan bu fenomen ile bilinç dışını uyaran ham maddelere, mekik kekine batırılmış ıhlamur çayına değiniyor. Kokusal geri dönüşlerin ve duygu-yoğun durumların irdelendiği koku ve hafıza altında kokuyla canlanan hatıralar bölümü ise bir bakıma duyuların manipülatif etkilerini açığa vuruyor.
Kokular Kitabı, okuduğunuzda ve düşünmeye ya da kendinize farkındalıkla vakit ayırdığınızda, günlük yaşam içerisinde belki de bilmeden uzak kaldığımız koku duyumuzla tanışıklık sağlayarak bilinç düzeyini olumlu anlamda besleyen bir kitap.
Vedat Ozan profesyonel bir parfümör gözüyle kitabında, tene sıkılan bir koku yani ‘parfümle’ nasıl bir duygusal bağ kurulabildiğine de değiniyor. Kokuya dair çıkılan bu yolculukta bir kahvesever olarak fincandaki mucizeye farklı bir pencereden bakmanızı sağlayacak ipuçları sunan bu kitap, son olarak keyifli ruh haliyle bilişsel uyuma değinirken, kahve kokusunun duygu durum üzerindeki manipülatif etkisini irdeliyor. Bu can alıcı bölüm, markete gittiğinizde, güdülerinizi bilinçle uyandıracak nitelikte…Aynı şekilde, kokuyu algılama süresinin, algılanan yoğunlukla ilişkisini irdeleyen yazar, adapte olduğumuz kokulu ortamdan ayrıldığımızda ve yeni bir ortama girdiğimizde aynı kokuyu beynin nasıl tekrar algıladığına da değiniyor. Uyaranla uyumlanan duyarlılığımız, o kokunun bizde yarattığı etkiyi de tanımlayıcı!
Kahveseverler bu deney sizin için!
Vedat Ozan diyor ki; ‘ Burnunuzu tıkayın ve kahvenizi yudumlayın. İçtiğiniz size sıcak ve acı su gibi gelecek. Burnunuzu serbest bıraktığınızda ise bu acı suyun tadına, hafızamızda kahveye referans veren koku eklenecek ve içtiğinizi ‘kahve’ olarak tanımlayacaksınız!
Son söz: ‘ Koku alamayanlar, ne kadar yalnızsanız, bizler, koku alabilenler de bunun o kadar farkında değiliz.’
Keyifli okumalar diliyoruz…
Dr.Başak TOLGA ‘Vedat Ozan, 8.basım ‘Kokular Kitabı’ derlemesidir.
İzinsiz kopyalanamaz.
Comments